10 Mayıs 2012 Perşembe

1 Mayıs'ın getirisi, eğitim sisteminin götürüsü


Ben anlamıyorum kardeşim, ben bu halkı da, medyayı da, hatta koskoca medya yetmezmiş gibi, internet ahalisini de anlamıyorum.
Bütün Türkiye barıştan yana, birlikten beraberlikte yana, dostluktan kardeşlikten yana tamam eyvallah, ne güzel de; bunun olmama sebebini nasıl olur da sen o insandan bilebilirsin ve bununla birlikte sen bunun olmasının ya da olmamasının tek sebebinin ‘devlet’ olduğunu nasıl düşünemezsin kardeşim?
Dün 1 Mayıs, herkes halay çekiyor, herkes birlik beraberlik içinde, herkes kardeş, herkes halay başı, herkes çal bremin bu gün bizimdir kafasında. Ulan başka ülkeden mi geldiniz siz, bu mutluluğun sebebi ne, bu hal nedir, o günün önemi nedir yahu?
Kötü şartlar altında çalışmaktan ölen işçiler hangi ülkeden çıkıyor?
İşçi ölümlerinin artık normal karşılandığı Tuzla, hangi ülkededir?
Maden işçi kazaları hangi ülkenin haber bültenlerinde haber değeri taşımıyor artık?
Çocuk işçi çalıştırma oranıyla onlarca turnuvadan birincilikle dönen ülke hangisidir?
Günde 16 saate kadar çalışan insanlar hangi ülkede, asgari ücret bile alamayanların ülkesi neresi, sigorta yapmamak için plan üstü plan yapan patronlar nereliymiş, izin günü bile olmayan, mesai saati belli olmayan, kısaca, ‘sen beni işçi diye aldın, gece gündüz sikiyorsun patron.’ diye iç geçirenler hangi ülkenin vatandaşı kardeşim?
Neyin mutluluğu ya bu, neyin halayı, neyin birliği. Hak verilmez, alınır hiç mi duymadınız? Böyle günler halay çekmek için değil, gözdağı vermek için vardır, o kalabalık oraya toplanır ve der ki ‘Bu ülke bizim devlet büyükleri, sizi oraya koyan da biziz, indiren de biz olacağız. Bu göt siz onu sikin diye değil, siz onu rahat ettirin diye var, siz de o nedenle varsınız! Görüyorsunuz işte sokaklar da bizim, caddeler, meydanlar, bu ülke bizim kardeşim! Biz insanız, bize hayvan muamelesi yapanın karşısında da insanlıktan çıkarız!’ Ama asla halay çekmez, mutluluk pozları vermez. Hükümetin liderlerinin bakın ne güzel barışı getirdik bu ülkeye demesinin primini sağlatmaz.
Türk - Kürt - Çerkez - Yahudi - Sünni - Alevi - Hristiyan - Ermeni kardeş mardeş değildir, olmak zorunda da değildir. Böyle bir sloganla kimseyi kandıramazsınız, çünkü beyni 1. sınıftan itibaren yıkanmış anne babaların 1. sınıftan itibaren beyni yıkanmış çocuklarının olduğu bir ülke de böyle bir bilinç böyle sözde büyük sloganlarla değişmez.
Sen yıkıyorsun kardeşim bu insanların beynini eğitim sisteminle, Atatürk’ün hayatını anlatırken de yıkıyorsun hiç dostumuz yok, bütün dünya bize düşmandı, ama biz tek başımıza hepsinin anasını siktik diyerek de yıkıyorsun. Bir Türk, Dünya’ya bedel diyerek yapıyorsun, Ermeniler bize zamanında kalleşlik yaptı diyerek yapıyorsun, diğer dine inananlar cehennem gidecek diyerek yapıyorsun, ufacık çocukken yapıyorsun daha, ufacık çocuklara yapıyorsun. Bunu 80 yıldır yapıyorsun, bu eğitim sistemini 80 yıldır değiştirmiyorsun. 
Bu sistemle insan yetiştirmiyorsun, böyle insan olmaz. Olmamış işte. Olmayacak da.
Bunun suçlusu iktidardır kardeşim, senin Hakkari’deki köylüye bakıp ‘En iyi Kürt, ölü Kürt’tür!’ cümlesini kurabilmenin bile tek sebebi devlettir. 
Alevilerin geceleri birbirlerine atladığı yalanına bile inanabilecek kadar soysuz birisindir, ama diyorum ya senin suçun yok, yıkanmış beyinlerin makul sonuçlarıdır bunlar.
Bu beyin yıkamayı Akp başlatmadı kardeşim ama, en az başlatan kadar suçludur. Bunu değiştirecek güce sahip olup, bu gücü hiçbir şekilde kullanmıyorsa, en az başlatan kadar suçludur. Bütün hükümetler suçludur, bütün iktidarlar, bütün kurulmuş devletler suçludur. 80 yılı aşkındır değiştirmediğiniz, en kibar şekliyle gerizekalı yetiştiren bu eğitim sistemin vebali hepinizindir. Hepiniz suçlusunuz, değiştirmeyerek de devam ediyorsunuz bu suça. Bu katliama, bu nefrete…
Ama halkı suçlayamıyorum; kahretsin ki her şeyin sebebi, her şeyin sonuçlandığı, her şeyi yaşayan ve her şeyin yaşanma sebebi olan halkı suçlayamıyorum işte. 
Ama ben suçlayamıyorken, sokaktaki insanların birbirlerini suçlamasını ve haşa devlete karşı boyunlarını bükmelerini görünce tiskiniyorum.
Ama ben bu kadar üzülüyorken, en çok isyan edecek yerde halay çeken insanları görünce tiskiniyorum.
Ama ben napacağımı, hiç bilmeyince… Kendimden bile tiskiniyorum.

0 yorum:

Yorum Gönder