10 Mayıs 2012 Perşembe

Devlet ve halkı


Bir tarafta Amerika, Rusya gibi süper güçler var, ekonomik, nüfus, toprak, siyasi iktidar açısından Dünya’da söz sahibi olan.
Bir tarafta da Norveç, İsveç gibi o tarakların hiçbirinde bezi olmayan ülkeler var.
Süper güç olmaya çalışan ülkeler, savaşmak zorundadır, çoğalmak zorundadır, büyümek zorundadır, silah ve ordusunu çoğaltmak zorundadır. Ve bütün bunları kendi insanıyla yapmak zorunda olduğu için, insanlarını ülkeleriyle motive eder. Milliyetçilik ve dinle, Dünya’da söz sahibi olmakla, kısaca mahalle kabadayılığı yaparak kendi insanı da bu güce ortak gösterir, bu gücün sebebi ve sahibi gibi gösterir ve bu şekilde insanını kullanmaya devam eder.
Norveç’i yeni bir savaşa hazırlanırken göremezsiniz, İsveç’te güçlü ordu, güçlü İsveç diye bir slogan duyamazsınız. Bu nedenle kendi insanını cayır cayır bir milliyetçilikle doldurmazlar, cihat ya da haç onları yönlendirmez, mahalle kabadayılarını en iyi ihtimalle zorunlu rehabilitasyon merkezlerinde tedaviye yollarlar. Çünkü sağlıklı bir şey olmadığı muhakkaktır bunların, temelde insanlığın içinde bunlardan söz edilemez. Bir ülke, içindeki insanlar için vardır çünkü; insanlar o ülke için değil. 
Biz yüzyıllardır ülkesiyle, atasıyla, geçmişiyle gururlanan, gururlanmak isteyen, gururlanmaya zorlanan bir ırkız -bir çokları gibi-. Kimse yaşamayı yüceltmez bu topraklarda, herkes ölmeyi yüceltir; şehitlik der yüceltir, toprak için der yüceltir, din der yüceltir. Oysa sadece yaşamak yücedir.
Dünya’da bütün insanlar, sadece insan olarak doğar. Fakat Türk olarak ölür, Fransız olarak ölür, Yahudi olarak ölür, Japon olarak ölür. 
İnsan olarak doğup, insan olarak ölmek istiyorum. Gururlanacağım şeyleri bırakın ben seçeyim.

0 yorum:

Yorum Gönder