10 Mayıs 2012 Perşembe

Söz ve söyleyen üzerine


Fazıl Say müzisyendir, siyaseten söyledikleri manasız olabilir.
Einstein fizikçidir, siyaseten söyledikleri manasız olabilir.
Bedri Baykam ressamdır, siyaseten söyledikleri manasız olabilir.
İdris Naim Şahin politikacıdır, siyaseten söyledikleri manasız olabilir.
Recep Tayyip Erdoğan başbakandır, siyaseten söyledikleri manasız olabilir.
Yani ne demeye çalışıyorum?
Söylenen önemlidir, söyleyen değil.
Saçma bir sözü Einstein’ın söylemesi, o sözü doğru yapmaz.
Ya da aptal bir heriften çıkan, manalı bir söz, değerinden bir şey kaybetmiş olmaz.
Geçerliliğini kaybetmiş bir Atatürk söylemi, geçerliliğini kaybetmiş bir cümleden ibarettir.
Manasız bir söze, saçma sapan bir söz olduğunu söyledikten sonra, o sözün aslında bilmemkimin sözü olduğunu öğrenip sıkı sıkıya sarılmak aptalların işidir.
Esasen ben bunu saygı kavramıyla da açıklarım. Saygı dediğimiz şey de, inanmadığımız şeylere, inanıyormuş gibi yapma zorunluluğu değil midir?

0 yorum:

Yorum Gönder