Taraftar Olmanın Dayanılmaz Ahmaklığı...

hayatını taklacı güvercinlere adamış bir insanı anlayabilirim, hayatını araç motorlarına adamış birini de anlarım, hayatını bir ideoloji ya da bir dine adayanları zaten anlıyoruz da; hayatını profesyonel bir futbol takımına adamış insanları gerçekten anlamıyorum. okul takımları, mahalle takımları ve amatör kümelere adanmış hayatları sadece anlamam, önlerinde saygıyla eğilirim çünkü. anlamıyorum işte, spordan başka her şeyi barındıran, işin içindekilerin para, para, paradan başka bir şey görmedikleri, duymadıkları, düşünmedikleri bir şey profesyonel futbol. takımda taraftarların en sevdiği, her golden sonra en çok sevinen, her kamera gördüğünde armasını öpen o adam, ertesi sene 250 bin euro fazla alsa arkasına bakmayacak çünkü. oradan para gelecek, buradan para gelecek, o ligde para aldık, bu yıldızı aldık, şu yıldızı getiriyoruz, reklam gelirimiz şu kadar, sizinki ne kadar?, borsada değerimiz sizinkinin iki katı! gelsin paralar gelsin...
bana kalırsa, bu futbol taraftarlığı sik yarışından başka bir şey değil. kendi sikini takımınınkinin ucuna ekliyor ve takım kazanırsa en büyük sik kendinin sanıyor bu insanlar. ve çok fazlalar. iğreniyorum amınakoyim, resmen midemi bulandırıyor.

(bu yazı 4 ağustos 2013'te yazılmış.)